Dead Island: Epidemic Beta İnceleme!

Çağımız "MOBA" çağı,  Evet Moba'lar çekişmeli oyunculuk, takım ve bireysel strateji ve oyununa göre muhteşem haz sunan oyunlar olabilir ama artık bir yerde durulması gerekiyor, Bence!
Dead Island: Epidemic, fazlasıyla zorlanmış, Zar zor Moba'ya dönüştürülmüş kendi orijinal fikirlerinin yanında önceki büyüklerinden de ilham almış, "Zombi'li mombi'li" bir Moba halinde karşımıza geliyor.
Kapalı Beta Testine ilk giriş yaptığımda direk eğitim bölümü 'Prologue'a attım kendimi. Karizmatik sesli abimizin direktifleriyle beni yönlendirdiği, klasik moba tarzı kameraya sahip oyunda benim 'W, A, S, D' ile yürümem gerektiğini, faremin sol tuşuyla zombilere küreğimle vurup yeterli 'öfke'yi biriktirdiğimde sağ tuş ile güçlü saldırı yapabileceğimi, 'C' tuşuna basarak silahımı değiştirip pompalı tüfeğe geçtiğim, bunları yaparken her seviye atladığımda 'Q, E, R, F' tuşlarıyla yeni kazandığım yetenekleri düşmanlara karşı kullanabileceğimi ve oyunda düşman insanlar da olabileceğini öğrendim.
Dead Island: Epidemic'de, bizim seçtiğimiz karakterin özelliği, zombi virüsüne maruz kalıp, onunla zombiye dönüşmek yerine yeni yetenekler ve güçler kazanması. Böyle güçlere sahip diğer insanlar ve insan grupları da var ve bu insanların hepsine 'scavenger' adı verilmiş.
Eğitim bölümü bittikten sonra oyunun ana menüsü olan baraka şeklindeki ekranda buldum kendimi. Önümde seçebileceğim 'scavenger' türleri, yapı masası, dükkan vb. bir sürü şey vardı. Karakterlerden her birini kontrol ettiğimde, her birinin kullanması gereken ve onu kullanırken özel güçler elde eden silahlar olduğunu öğrendim, bu yolla da oyunda farklı silah türleri olduğunu, yumruk silahından, ağır balyoza, tabancadan, keskin nişancı tüfeğine bir sürü seçenek olduğunu, bu silahların dükkandan alınabildiği veya dükkandan alınan tarifler ile yapı masasında oyun oynadıkça kazanılan materyallerden yapılabildiğini gördüm. Daha sonra dükkana tekrardan uğrayıp neler var acaba diye bakınırken 'consumables' oyun içinde kullanılabilecek eşyalar bölümünü buldum. Burada karakterimizin canını doldurmak için bandajlar, hızını, zırhını arttırmak için iğneler satın alınabildiğini gördüm. Bütün bu karmaşaya daha kafam yeni alışabilmişken "hadi bakalım oyun nasılmış" diyerek sıra aldım.

Sıra almak adına ekranın üstündeki 'Play'e bastığımda oyun bana üç seçenek sundu: 'Prologue' eh zaten oynamıştım, 'Horde Mode' düşman 'scavenger'ların olmadığı, takım arkadaşlarımızla birlikte kontrol noktasından kontrol noktasına gittiğimiz ve zombilerle dövüşüp oyunun en sonunda bir 'boss' ile karşılaştığımız oyun modu ve 'Scavenger' 4v4v4 üç takım ve on iki oyuncudan oluşan bu oyun modu, Dead Island: Epidemic'in en orijinal hali.

Zombi hayatta kalma oyunlarının, Dead Island: Epidemic'deki hali olan Horde Mode'un da içinde üç adet seçenek var, 'Scout Mission', 'Horde Mode' ve 'Heroic Horde Mode'. Sizle beraber 4 oyuncudan oluşan takımınızla beraber kontrol noktalarına gidip, dalgalar halinde sıra sıra gelen ve her gelişlerinde daha da zorlaşan zombilerden, süre bitip kontrol noktası sizin olana kadar kendinizi savunmanız isteniyor. Belirli kontrol noktaları sizin olduktan sonra sıra geliyor. "bölümün 'boss'una. Şu ana kadar gördüğüm en 'boss' 'boss' bu 'boss'. Ben hayatımda bu kadar zor ve abartılmış bir 'boss' dövüşü görmedim, takımımızı, 'Hulk' misali yerden yere vuran, kafamıza taşlar yağdıran, zıplayıp zıplayıp omurgalarımızın suyunu çıkaran 'Massive Ram' üzerindeki 5 – 6 denememiz sonrası takımımın hepsi oyundan çıkıp beni bir başıma bıraktı ve benim de bu yıkım makinesiyle teke tek son bir onur maçı yapıp, beyin suyumun adanın lağım sistemine karışmasıyla ilk Horde Mode maceram son buldu. Bu yazı Alıntıdır!" Yazımıza devam edelim ama bence boos o kadarda büyütülecek değil :) bazı sitelerde çok büyütülmüş üst yazıdada alıntı yaptım zaten... 'Scout Mission', 'Horde Mode'un biraz indirgenip sonuna 'boss' konulmamış hali olurken, 'Heroic Horde Mode' ise zombilerin ve diğer herşeyin çok daha güçlü olduğu, yüksek seviyedeki oyuncular için daha uygun olan oyun modu.


'Scavenger' oyun modu ise DI: E'in en güzel sistemi. Kocaman bir haritada 3 farklı takımın, takımların 3 farklı yerde başlatıldığı, oyun başladıktan sonra takımlar yayılarak kontrol noktalarını ele geçirmeye çalışacak, bunu yaparken zombi ordularını yaracak, yolda erzak toplayacak ve ölmeden topladığı erzakları ana bölgesine götürüp onları puana dönüştürmeye çalışacak 12 oyuncu. Takımlar mavi, kırmızı, sarı  renklerle birbirinden ayrılmış. Haritada bulunan her kontrol noktası oyuncular tarafından ele geçirilebilir halde, bu ele geçirdiğiniz noktaların daha sonra başka bir takım tarafından ele geçirilmesi öyle pek kolay yapılacak bir şey değil çünkü bir kontrol noktasını ele geçirirken zombi ordusu size saldırıyor ve eğer bunu yaparken tek başınaysanız o zombiler sizi orda resmen afiyetle yiyor. Oyunun ilerleyen dakikalarında bir zombi 'boss' haritanın ortasına geliyor ve üzerinde inanılmaz boyutta erzak bulunuyor. Erzak taşıma ve ele geçirme sistemi gerçekten de çok güzel olmuş, eğer üzerinde erzak taşıyan bir oyuncuyu öldürürseniz onun üzerinde taşıdığı bütün erzaklar yere düşüyor ve diğer oyuncular tarafından alınabilir hale geliyor, bu ölmek üzere olan oyuncu eğer isterse, üzerindeki erzakları istediği bir yere fırlatabiliyor ve bu da yine taktiksel bir avantaj sağlıyor. Oyunu kazanmak ne kadar erzak topladığınızla alakalı. Yeterli erzak miktarına ilk ulaşan takım birinci, daha sonra diğerleri de ikinci ve üçüncü oluyorlar. Oyundaki birincilik, ikinciliğe göre oyun sonunda size materyeller geliyor ve bu materyelleri yapı masasında veya markette harcayabiliyorsunuz.


Bunların hepsi güzel, orijinal, şahane fikirler ama oyunun temposu beni çok huzursuz etti. Belki de bu yüzden DI: E'in büyüsüne bir türlü kapılamadım. Böylesine büyük haritalarda, karakterlerimiz çok yavaş ilerliyorlar, bir kontrol noktasından diğerine gitmek sanki saatler alıyor, bir düşmandan kaçarken sanki kötü bir rüya görür gibi koşamaz hale geliyorsunuz, o bacaklar hareket etmiyor sanki. Hele de öldüğünüzde haritanın bir ucundan yeniden doğduğunuzda ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Tempodaki bu yavaşlık beni oyundan inanılmaz soğuttu ve bu kadar zevkli ve güzel gözükmesine rağmen bir sonraki oyunu oynasam mı diye her seferinde düşündürdü.

Dead Island: Epidemic, MOBA türüne her ne kadar zorlanarak getirilse de, yarattığı ortam ve orijinal oyun modlarıyla inanılmaz bir potansiyel barındırıyor. Oyun tam anlamıyla çıktıktan sonra detaylı bir incelemesi DarkLegend'de olacak ve bakalım o zamana kadar oyun, temposundaki yavaşlığını, şahaneliği ile örtebilecek mi?

Yorumlar